LPG Nedir?
LPG (likit petrol gazları), basınç uygulanarak sıvılaştırıldığında hacmi önemli ölçüde azalır. Bu özelliği ile taşıma, depolama ve ölçme işlemleri kolaylıkla yapılabilmektedir. Kullanım esnasında, basıncı düşürülerek havadan aldığı ısı ile gaz haline dönüşür ve gaz fazında kullanılır.
Kokusuz ve renksiz bir enerji kaynağı
LPG dönüşümü yaptıran araçların 2 yılda bir, ticari taksilerin de yılda bir kontrolleri bulunuyor. Bu kontrol, araçların muayenesinin yapılması için zorunlu ve MMO’ya gidilmesi mecburiyeti var. Faruk Sevim, “İstanbul’da yaklaşık 188 bin kayıtlı LPG’li araç var ve bu araçların ortalama 2 yılda geldiğini düşünürsek, yılda ortalama 100 bin aracın kontrole gelmesi lâzım. Ancak bize gelen araç sayısı geçen yıl 23 bin idi. Yani araçların yüzde 75-80’i kontrolsüz. Bir de ruhsatına işlettirmeyenler var; onlar da 100-150 bin olsa, İstanbul’da denetimsiz dolaşan 250 bin araç var” dedi. Halk arasında “tüpgaz” adıyla bilinen (sıvılaştırılmış petrol gazı) renksiz ve kokusuz bir gazdır.
Olası sızıntı ve kaçak durumlarının algılanabilmesi için rafineriler bu ürünü Etil Merkaptan ile kokulandırırlar.
LPG’nin tanımı ve özellikleri;
LPG (Likit petrol gazları), doğal olarak yeraltındaki gaz birikimlerinden sağlanacağı gibi, petrolün damıtılması ve parçalanması sırasında elde edilen ve basınç altında sıvılaştıran propan, bütan ve bu gazların oluşturduğu hidrokarbon karışımlardan da elde edilir. Basınç uygulanarak sıvılaştırılır. Sıvılaştırılmış LPG’nin hacmi düşer ve taşıma, depolama, ölçme işlemleri kolaylıkla yapılır. Basınçlı kaplar içerisinde sıvı halde depolanan LPG, kullanıldığı cihaza transfer edilirken uygulanan basıncın kaldırılması ile gaz hale geçer ve gaz fazında kullanılır. Normalde renksiz ve kokusuz olan LPG, bulunduğu ortamda kullanıcılar tarafından kolaylıkla ayırt edilmesi için, etil merkaptan ile kokulandırılarak tüketiciye sunulur.
Kullanım Alanları;
LPG’nin üç kullanım alanı bulunmaktadır: Tüpgaz, Otogaz ve Dökme LPG. Kolay taşınabilme özelliği ve ısıl değerinin yüksek olması dolayısıyla her ihtiyaca cevap verebilen , endüstriden, konut kullanımına kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Yanma sırasında meydana getirdiği ısı ve enerji miktarı olarak doğal gaz ve hava gazı ile paralel özellikler taşımaktadır. Bunun yanında bakım gerektirmemesi ve üstün emniyet özellikleri ile ön plana çıkmakta ve tüketiciye büyük kolaylık sağlamaktadır. LPG yani ‘Liquefied Petroleum Gases’ (Sıvılaştırılmış Petrol Gazları), ham petrolün rafinerilerde benzin, mazot, gibi türevlere ayrıştırılmasıyla açığa çıkan veya bazı bölgelerde tabiattan serbest olarak çıkarılan propan ve bütan gazlarının karışımına verilen ad. Havadan ağır yanıcı bir gaz olan LPG’nin Türkiye’de karışım oranı yüzde 30 propan ve yüzde 70 bütan. LPG, ülkemizde endüstriyel işletmelerde, evlerde enerji, ısınma ve aydınlatmada kullanılıyor. Aynı zamanda otomobillerde yaygın olarak kullanılan “çevre dostu” bir yakıt. Benzine göre daha düşük egzoz emisyon değerlerine sahip olduğu için, çevre bilinci gelişmiş ülkelerde “temiz ve alternatif bir yakıt” olarak değerlendiriliyor. Önemli bir özelliği de temiz yanması. Atık gazı içerisinde en zehirli olan kükürt dioksit ve kurşun bulunmuyor. Karbonmonoksit miktarı, benzine göre 10 kat daha az. Kurşunsuz benzinde dahi oluşan zehirli kansorejen polimerler LPG’de oluşmuyor. Hava kirliliğine sebep olmaması nedeniyle kanser riskini çok büyük oranda azaltıyor, dünyanın ısınması sonucu oluşan sera etkisini zayıflatıyor ve iklim değişikliklerini dengeliyor. Bu nedenle bütün gelişmiş ülkelerde kullanımı teşvik ediliyor. Örneğin Tokyo’da 1980 yılından bu yana ticari taksilerde kullanımı zorunlu. İtalya’da dönüşümü yaptıran araçlar 3 yıl vergiden muaf tutuluyor.
Aşırı hava kirliliği olan günlerde uygulanan trafiğe çıkma yasağı, LPG’li araçlara uygulanmıyor. Belçika’da kullanımından vergi alınmıyor. Bunların yanı sıra benzine göre daha ucuz olması da LPG’ye ilgiyi artırıyor. Ayrıca LPG’nin, araçlarda yağ değişim periyotlarının uzaması ve daha az karbon artıkları nedeniyle daha temiz motor sağladığı da biliniyor.
Makine Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şube Müdürü Faruk Sevim, 1994-98 arasında denetimsiz geçişler yaşandığını hatırlatarak, “Bu 4 yıl boyunca herkes istediğini yaptı, Bakanlık da seyretti, 1998’de bir yönetmelik çıkarıldı, yani denetim başladı artık” dedi. Yönetmeliğe göre, dönüşümü yapan firmaların Sanayi Bakanlığı’ndan yetki belgesi ve MMO’dan onay alması gerekiyordu ve araçlar MMO’ya getirilip, kontrol ediliyordu. Ancak 2000 yılında bütün araçların MMO’ya getirilmesi hükmünden vazgeçildi. Bakanlığın bu denetimi, montajı yapan firmalara devretmesinin yanlış olduğunu belirten Sevim, İstanbul’da LPG dönüşümü yapmaya yetkili 16 firma bulunduğunu ve bunların dışındakilerin dönüşüm yapamayacaklarını kaydetti.
Doğalgaz veya ham petrolden arıtılan çelik tank veya depolarla basınç altına alınarak likit ve gaz halinde tüketiciye sunulur.
Gazın bileşimi %70 bütan, %30 propandır.
Temiz ve çevre dostu bir yakıt olan LPG, yandığında egzoz gazı, karbonmonoksit gibi çevreyi kirletici gazlar çıkarmaz, kül bırakmaz.
Gaz halinde yanma odasına gelen diğer yakıtlar gibi asit ve karbon atığı bırakmadığı için motorun daha verimli çalışmasını sağlar.
LPG aynı zamanda Otomobillerde yaygın olarak kullanılan “çevre dostu” bir yakıt. Benzinli ve dizel motorlara göre daha düşük egzoz emisyon değerlerine sahip olduğu için otogaz, çevre bilinci gelişmiş ülkelerde “temiz ve alteatif bir yakıt” olarak hem çevreci hemde ekonomik yönü ile tercih ediliyor. Otomobillerde kullanılan benzine nazaran %10 daha yüksek oktan değeri taşımaktadır. Bu yüksek oktan sebebi ile daha verimli çalışma gözlenebilir.
Otomotiv Sektöründe LPG
1930 lu yıllardan beri otomotiv sektöründe kullanılan gelişen teknoloji ve yeni nesil araç motorlarına uyum sağlamayı başarmış alteatif yakıt olarak kullanımı gerek çevreci gerekse ekonomik olması sebebi ile yükselen bir grafik sergilemektedir.
Yalnız otomotiv sektöründe değil deniz motorlarında, motorsikletlerde de kullanılmaya başlamış bazı üretici markaların standart fabrika üretiminde müşterilerine seçenek olarak sunulmuştur. Dünya standardı olan ECER 67-01 standartları 2005 ağustos ayından itibaren ülkemizde de uygulanmaya başlamış olup ülkemizde montajı yapılan ürünler ve markalar yetkili kurumlar denetiminde güvenli bir şekilde piyasaya sunulması ve bu standartlarda montaj yapılması sağlanmıştır. Bu standartta da yine yüksek güvenlik önlemleri ön planda tutulmuştur. Sonuç olarak çalışan sistemin kaynağı olan EPDK tarafından yapılan çalışmalar ile standarda getirilerek daha verimli ve sorunsuz çalışan bir sistem sahibi olmamıza yardımcı olacak şartları uygulamaya geçirmiştir.